Bilindiği üzere; 24 Haziran`da yapılan seçimler sonucunda demokrasiden "tek adam" rejimine geçilen Ülkemizde; 5 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının Devlet Denetleme Kurulu tarafından denetlenmesi ve seçimle gelen kurullarının görevden alınmasını kapsayacak şekilde bir düzenleme yapılmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca Türkiye Barolar Birliği ve barolar, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olduklarından, 5 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Türkiye Barolar Birliği ve baroları da kapsamaktadır. Kararname ile Devlet Denetleme Kurulu’na, Türkiye Barolar Birliği’ni ve baroları doğrudan denetleme görevinin yanısıra, Türkiye Barolar Birliği ve baro organlarını görevden alma yetkisi verilmektedir.
Oysa Anayasanın hâlen yürürlükte olan “Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları” başlıklı 135/5. maddesinin amir hükmüne göre; “Bu meslek kuruluşları üzerinde devletin idari ve mali denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir.” Anayasanın yine yürürlükte olan 135/6. maddesinin amir hükmüne göre ise; “Amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine, kanunun belirlediği merciin veya cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkeme kararıyla son verilir ve yerlerine yenileri seçtirilir.” denilmektedir.
Nitekim, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda Anayasaya uygun düzenleme yapılmış olup, baro organlarının nasıl görevden alınacağı Yasada belirtilmiştir. Yasanın bu hükümleri halen yürürlüktedir. Bu nedenle 5 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin ilgili hükümleri açıkça Anayasaya aykırıdır.
Diğer taraftan, Anayasa madde 104/17 de belirtilen "Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır..." şeklindeki amir hükme göre de; 5 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin ilgili hükümleri Anayasa ile açıkça yasaklanmış bir alana tecavüz etmiş olup; yok hükmündedir.
Kaldı ki, Anayasanın 11. maddesine belirtilen: “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.” hükmü dikkate alındığında, Cumhurbaşkanının kararname yoluyla Anayasaya aykırı düzenleme yapması mümkün değildir.
Anayasal ve yasal mevzuat yukarıda belirtildiği şekilde olduğundan 5 numaralı Kararname hükümlerinin barolar ve Türkiye Barolar Birliği hakkında uygulanması apaçık bir Anayasa ihlali ve zorbalık olacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle yapılan düzenleme kadar vahim olan bir başka husus ise, Türkiye Barolar Birliği ve baroların çok büyük bir çoğunluğunun kendilerini ilgilendiren ve Anayasaya açıkça aykırı bu düzenleme karşısında suskun kalışlarıdır.
Bu nedenle; Sayın Cumhurbaşkanını Anayasaya açıkça aykırı olan 5 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin ilgili hükümlerini geri almaya; Türkiye Barolar Birliğini ve tüm baroları ise Anayasa ile 1136 sayılı Avukatlık Yasasından doğan hak ve görevlerinin gereği olarak; anılan Kararname hükümleri iptal edilene kadar, örgütlü gücünü kararlılıkla ortaya koymaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
AVUKAT HAREKETİ
30 Temmuz 2018