Barolara ve Avukatlık Mesleğine Müdahaleye Yönelik Saldırıları Kabul Etmiyoruz!

Siyasi iktidar tarafından belirli aralıklarla gündeme getirilen barolara ve avukatlık mesleğine müdahale amacı taşıyan yasa değişiklik çalışmalarına, bu kez Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanının bir konuşmasında yer alan “ayrımcı” ifadelerine ilişkin yaptığı değerlendirmeler gerekçe yapıldı.

 

Kamuoyuna yansıyan bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla, siyasi iktidarın avukatları ve meslek örgütlerini dışlayarak başlattığı çalışmasıyla ilgili sonuçların, izlenen yöntem ve kapsamı bakımından adalet sistemini sarsıcı sonuçlar yaratacağı anlaşılmaktadır.

 

İktidar tarafından ısıtılan tartışma, baroların seçim sistemi ile çoklu baro önerisi arasına sıkıştırılmış gözükmektedir. Ayrıca, avukatların ve baroların, hukukun üstünlüğünün, insan hakları ve özgürlüklerinin savunulması, korunması ve bu korumaya işlerlik kazandırılması, yargının bağımsızlığı için gerekli çalışmalar yapması şeklinde özetlenecek toplumsal görevleri, yasadan çıkartılmak istenilmektedir. Oysa bu görevler, avukatların ve baroların doğal ve tarihsel görevleri olup baroların bu görevlerini yerine getirmeleri ancak siyasi iktidarın müdahalesi dışında kalması ile mümkün olabilecektir. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre esas olarak hedeflenen; avukatlığın, avukatların örgütlü gücü olan baroların ve bir bütün olarak savunmanın önce etkisizleştirilmesi, sonrasında da tasfiyesidir. Teklifin Meclis’in tatile girmesinden önce yasalaşması için çalışmalar yapılması ise, sonbaharda yapılacak baro seçimlerine etki edilme arzusu olduğunu göstermektedir.

 

Mevcut siyasal iktidarın hukuk ve yargı alanıyla ilgili sicili temiz değildir. Bu dönemde hukuk ve yargı tamamen iktidarın bir aracı haline gelmiş ve yapılan her düzenleme siyasi iktidarın ihtiyaçlarına, amaçlarına göre şekillenmiştir. Avukatlık Kanunu’nda yapılacak değişikliğin de siyasal iktidarın amaç ve ihtiyaçlarına göre şekilleneceği açıktır. Yapılacak yasa değişikliği ile barolar, tamamen yürütmenin etkisi altına sokulmak istenmektedir. İstenen; “yeni sistemin” barolarını yaratmak, bu olmuyorsa onları pasifize etmektir.

 

Avukat Hareketi böylesi bir değişikliği toptan reddetmektedir.

 

Mevcut siyasi iktidar Türkiye’de hukuku Cumhuriyet değerlerinden ve evrensel ilkelerinden uzaklaştırarak yeteri kadar dönüştürmüştür. Bu dönüşüm yargının özelleştirilmesi şeklinde halen sürmektedir. Mevcut iktidar tarafından yaratılan hukuk düzeninde, parçası olduğumuz Avrupa Konseyi ve AİHM karar ve ilkeleri de ihlal edilerek, savunma görevini yapan, halkın adalete ulaşımı için hukuk mücadelesi veren ve yargının kurucu unsurlarından biri olan avukatlar etkisizleştirilmek istenmekte, yok sayılmakta ve mesleğin onur ve saygınlığı yıpratılmaktadır. Avukatların etkisizleştirilmesi, yurttaşların adalete erişimini büyük ölçüde azaltmakta, hukuk güvenliğinin ve adil yargılanmanın kalmadığı bir tabloyu gözler önüne sermektedir.

 

Tüm bunların yanında, avukatlık mesleğinin kamu hizmeti vasfı törpülenmekte ve meslek daha da piyasalaşmaktadır. 2019 Yargı Reformu Stratejisi belgesine de bakıldığında görüldüğü üzere, bu piyasalaşmanın bir ayağı, arabuluculuk, alternatif çözüm yolları, uzmanlaşma, avukatlık bürolarının şube açabilmesi, reklam yasağının kaldırılması gibi tartışmalar iken; diğer ayağı avukatların taşeronlaşmasına neden olacak yabancı avukatlık ortaklarının ülkemizde faaliyet yürütmelerinin önünün açılmasının hedeflenmesidir. Bu dönüşümün ve piyasalaşmanın en önemli sonuçlarından biri ise avukatların yoksullaşması ve işçileşmesidir.

 

Avukatlık; sorgulayarak, itiraz edilerek, kuşku duyularak sürdürülen bir hak arama mesleğidir. Avukatlık, tahakkümün her türlüsüne cesaretle karşı durmaktır. Avukatlığın temel karakteri, özgürlük ve bağımsızlıktır.

 

Avukatların mesleklerini bağımsız bir şekilde yürütebilmeleri, bağımsız ve güçlü baroların varlığı ile sağlanabilir, geliştirilebilir. Bağımsız ve güçlü barolara ise katılımcılığı sağlayarak, hukuka ve avukatlara yönelik yabancılaşmayı ortadan kaldırarak ulaşabiliriz.

 

Mesleğin sorunlarının çözümü bugün düşünüldüğü gibi birkaç yasa maddesi değişikliği ile değil, avukatlar ve barolar tarafından bu sorunların topyekûn olarak ele alınması ve değerlendirilmesi ile mümkündür.

 

Bizler, kuvvetler ayrılığı ilkesinin ve yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılmasını, hukuk güvenliğinin yok edilmesini, yargının özelleştirilmesini kabul etmeyen; en geniş anlamıyla hukuk devletini ve hukukun üstünlüğünü savunan, bağımsız, tarafsız ve etkin bir yargı için mücadele verilmesi gerektiğini düşünen, adaletten yana hukukçularız.

 

Unutulmamalıdır ki, savunmanın teslim alınması çabasına karşı itirazlarımızı ve mücadelemizi daha güçlü bir şekilde sürdürmek için tarihsel birikimimiz ve mücadele geleneğimiz bulunmaktadır. Yeter ki statükoya teslim olunmasın.

 

Ancak bu süreçte Türkiye Barolar Birliği’nin ve baroların ortaya koyduğu tutum ve tavırların avukatlığın mücadele geleneğine uygun olmadığını üzülerek belirtmek istiyoruz. Tutum ve tavırlar, alınacak kararlar; tarih boyunca hak, hukuk ve adalet mücadelesi veren, bu uğurda gerektiğinde her türlü bedeli ödeyen hukukçuların anılarına ve mücadelelerine uygun olmalıdır.

 

Bu nedenlerle barolara tekrar çağrımızdır:

 

Bugün savunma mesleğinin karşı karşıya olduğu saldırı, ancak avukatların gücünün harekete geçirilmesiyle savuşturulabilir. Mücadelesine avukatı katmayı başaramayan baro yönetimlerinin çabası etkisiz ve yetersiz kalacaktır. Baroların, üyelerine yani avukatlara dönme ve harekete geçme zamanıdır.

 

Daha fazla geç kalınmamalıdır.

 

Avukat Hareketi

 

12 Haziran 2020


İSTANBUL BAROSU SEÇİMLERİNE DAİR
SALGININ GÖLGESİNDE GEÇEN İKİNCİ 1 MAYIS!
AVUKATLAR GÜNÜNÜ KUTLAYAMIYORUZ!
AVUKATLAR `MUHBİR` DEĞİLDİR!
İSTANBUL BAROSU GENEL KURULUNA KATILIM ÇAĞRISI
ÇAĞRIMIZDIR! Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu Olağanüstü Olarak Toplanmalıdır!
MESLEKTAŞLARIMIZA VE KAMUOYUNA
KÖTÜ NİYETLİ YASA
Şimdi Avukatların Örgütlü Mücadele Zamanıdır!
SAVUNMA DURDURULAMAZ!
Barolara ve Avukatlık Mesleğine Müdahaleye Yönelik Saldırıları Kabul Etmiyoruz!
KUTLU OLSUN!
Yargıçlar Ayşe Sarısu Pehlivan ve Orhan Gazi Ertekin Yalnız Değildir!
YANINIZDAYIZ!
YANINIZDAYIZ!
İnsan Haklarını Her Koşulda Savunan Baroların Yanındayız
YAŞASIN 1 MAYIS!
23 Nisan Kutlu Olsun
24 Ocak Tehlike Altındaki Avukatlar Günü Nedeniyle Kamuoyuna Duyuru
2020 umutların gerçekleşeceği bir mücadele yılı olacak
Tahir Elçi’yi saygıyla anıyoruz
Barolara Çağrı
10 Kasım
Yargıçları memurlaştıran politikalara son verilmelidir!
Meslektaşımız Tuğçe Çetin’in maruz kaldığı taciz ve saldırıyı kınıyoruz!
19 Mayıs Kutlu Olsun!
Yaşasın 1 Mayıs!
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir
CHP Genel Başkanı’na yönelik gerçekleştirilen alçakça saldırıyı kınıyoruz
Pervasızlıkta sınır yok!
5 Nisan 2019 Avukatlar Günü kutlama mesajı
Meslektaşlarımıza karşı uygulanan hukuk dışı muamele yok hükmündedir
Avukat Hareketi yoluna devam ediyor
Prof. Dr. Rona Serozan’ı kaybettik
İstanbul Barosu Genel Kurulu sonuçları üzerine
Baro seçimlerine gölge düşürmek kimsenin hakkı ve haddi değildir
Gar katliamının azmettiricileri yargılansın!
Savunmanın savunulması için!
Medeni Kanun’un devrimci ruhu yok edilemez
McKinsey ile Yapılan ve İptal Edildiği Belirtilen Sözleşme İçeriği Gecikmeden Açıklanmalıdır
Baro Odaları biz avukatlarındır
Meslek sorunlarımız hukuk devleti mücadelesinden ayrı düşünülemez
Cisimleşmiş Tüm Kötülükleri Kınıyoruz
Yargılanan Avukatlıktır!
Yeni adli yılın başarılı bir mücadele yılı olmasını diliyoruz
“CUMARTESİ ANNELERİ”ne yapılan hukuk dışı müdahaleyi kınıyoruz!
Avukat Hareketi sözcülüğüne Av. Dr. Başar Yaltı seçildi
OHAL’İ süresiz olarak uzatan 7145 sayılı yasa uygulanamaz!
Devlet Denetleme Kurulu baroları denetleyemez
Avukat Hareketi adıyla bir başlangıç yapıyoruz