10 Ekim Ankara Garı katliamının üzerinden tam 3 yıl geçti. O gün “Emek, Barış ve Demokrasi” taleplerini dile getirmek üzere barışçıl bir etkinlik için bir araya gelen binlerce insanın arasında patlatılan bombalarla, yüzden fazla insan hayatını kaybetti ve yüzlerce insan ağır şekilde yaralandı. Bu arada bu katliamı önlemek ve alandakileri korumakla görevli olan polis, saldırının şokunu yaşamakta olan topluluğa yardım etmek yerine ikinci saldırıyı gerçekleştirerek bir şok daha yaşattı.
Bu katliam davasında IŞİD üyesi olmakla da suçlanan 9 sanığa “anayasal düzeni ihlal” ve “kasten öldürme” suçlarından 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ancak kamu vicdanı bu karardan ve sonuçtan hiç tatmin olmadı.
Patlamadan yaklaşık 8 saat sonra “Saldırı demokrasiye” diyen Davutoğlu; seçimlere iki hafta kala bu kez; “Ankara’da terör saldırısı sonrasında yüzde 44 bandına doğru yükselme trendi devam ediyor” ifadelerini kullandı. Bu koşullarda yenilenen seçimlerde ise AKP yeniden tek başına iktidara geldi.
Oysa mağdur aileleri ve avukatları; ilk günden itibaren bu davanın, somut kanıtlarla sorumlulukları ortada olan “kamu görevlilerini” de kapsayacak şekilde genişletilmesini, sanıkların tümünün örgüt bağlantılarının açıkça ortaya konulmasını istedilerse de bu talepleri hep reddedildi.
Kararın istinaf mahkemesine taşınması için hazırlıklar sürerken; 16 firari sanık için açılan yeni davanın ilk duruşması 8 Kasım’da yapılacak.
Gar katliamının mağdurları bu katliamın gerçek sorumlularının ortaya çıkartılmasını istiyor. Toplum adalet arıyor...
Başta barolar olmak üzere hukuk kurumları susuyor.
Avukat Hareketi, asıl konuşması gerekenleri bir kez daha göreve davet ederken, adalet arayanların yanında olacağına söz veriyor.
AVUKAT HAREKETİ
10 Ekim 2018